Dünyadan gece gökyüzüne baktığımızda pek çok yıldız görürüz. O yıldızların her biri aslında birer Güneş sistemidir. Dünyadan çok uzak oldukları için güneş sistemlerini tek bir yıldızmış gibi algılarız.
Gökyüzüne baktığımızda gruplar halinde gördüğümüz bu yıldızlara Takımyıldızlar denir. Eski çağlardan itibaren insanlar gökyüzünü hep gözlemlemişler, gözle görülebilen parlak yıldızları, çocukken noktaları birleştirerek yaptığımız resimler gibi birleştirerek kendilerince anlamlı şekiller oluşturmuşlar ve bu şekilleri efsanelere, mitlere, eşzamanlı gelişen olayların kahramanlarına benzetmişler, bu yıldız gruplarının tanrılar tarafından gökyüzüne çıkarıldığına inanmışlardır.
Zaman ilerledikçe gökyüzü gözlemcileri takımyıldızları parlaklıklarına göre sınıflandırmaya başlamışlar ve her birine birer isim vermişlerdir. Ptolemaios (MS 100-178 yaklaşık) İskenderiye kütüphanesinde 1022 yıldızdan oluşan 48 takımyıldızı Almagest isimli katalogda toplamıştır. Yıllar geçtikçe ve gözlem teknikleri ilerledikçe gruplandırılan takımyıldızların sayısı 108 e kadar çıkmış, 1922 yılında ilk genel toplantısını yapan Uluslararası Astronomi birliği (IAU) halen kullanmakta olduğumuz 88 takımyıldızın isimlerini netleştirmiştir.
Takımyıldızlarda bulunan sabit yıldızlar hepsinin parlaklığı aynı değildir. Parlaklık derecesine Kadiri (magnetüd) denir. Kadiri sayısal değeri büyüdükçe parlaklık derecesi azalır. Gökyüzünde çıplak gözle görebildiğimiz en sönük yıldızlar 6. Kadiri yıldızlardır. Dünyadan en parlak görünen yıldız, Canis Majör (büyük köpek) takımyıldızında yer alan Sirius’un kadiri değeri -1,5’tur.
Takımyıldızların 12 tanesi ekliptik düzlemi üzerinde bulunur ve 12 burcun ismi verilmiştir.0
Münevver Çetiner
Temmuz 2011 Ankara