Ülkemiz deprem kuşağında yer alıyor, zaman zaman gerçekleşen irili ufaklı depremler de bize deprem gerçeğini ve yapılması gerekenleri hatırlatıyor. https://www.astrolojievi.com/5610-yil-oncesinden-bugune-muhtesem-enerji-karesi/ yazımda detaylı olarak, Nisan 2014 ten söz etmiştim. Son aylarda gerek kişisel gerekse ülkesel hayat koşullarımızda gündemlerimiz çok yoğun olduğu için, epeydir deprem konusu gözden kaçıyor. Depremlerin ne zaman nerede olabileceği ile ilgili henüz kesin tespit yöntemimiz yok. Fen bilimleri insanları yeraltını inceleyip olası zamanları bulmaya çalışırken bizler de gökyüzüne bakıp elimizdeki verileri değerlendirerek onlara destek olmaya gayret ediyoruz. 2008 yılından beri özellikle ve önemle üzerinde durup, bulgularımı paylaştığım bilim insanlarının, insan yanları ile astrolojik verileri anlamlı bulup, off the record paylaşırken “evet ama, bilim insanı duruşum astrolojiyi kabul etmemek zorunda” deme çelişkisinden artık sıyrılacaklarını umuyorum. Hepimizin amacı ortak, hepimiz ülkemizde ve dünyada bir tek canlının bile zarar görmemesi için uğraşıyoruz. Depremlerin ne zaman nerde olabileceğini hiçbirimiz kesin bilemediğimize, ama gelmekte olan, zamanı ve yeri bilinemeyen güçlü bir deprem gerçeği de varolduğuna göre, en azından deprem çantalarımızı kontrol edip güncellemenin, eşyalarımızı sabitlemenin, binalarımızı güçlendirmenin ve diğer alınabilecek önlemleri gözden geçirmenin hiçbir zararı olmamalı.
Hepimizin isteği dileği deprem olmaması, e olursa da hazırlıklı olmanın ne zararı var? Yurtiçi ve yurtdışı kaynaklardan elde edebildiğim deprem kayıtları sonucunda, o zamanlarda ismi farklı olsa da M.Ö. 222 yılından günümüze değin (2234 yıl) üzerinde yaşadığımız bu toprakları etkileyen depremleri inceledim. 5 ve üstü şiddette gerçekleşmiş 261 deprem, depremlerin gerçekleştiği en yakın yaklaşık 600 tutulma tarihlerine göre astrolojik haritalarını oluşturdum ve gözlemlerimi de sizlerle paylaşmak istedim.
5 şiddetinden küçük değerde olan depremler hemen her gün oluyor ve pek azını hissediyoruz. Yıkıcı olan depremler 5 ve üstü şiddette gerçekleştiği için incelemeyi tercih ettim. Her yıl yaklaşık her 6 ayda bir, 14 gün aralıkla güneş ve ay tutulmaları gerçekleşir. Her tutulma her zaman çok şiddetli olaylara neden olmaz. Gökyüzünde gezegenler arasında, kavuşum, kare, karşıt, üçgen, T kare gibi açılanmalar oluşurken veya oluşmuşken tutulmalar gerçekleştiğinde etkili olaylar meydana gelir. Yani önce yukarda koşullar oluşacak, tutulma tetikleyecek, hiçbiri tek başına güçlü olarak etkili değildir. Ağır hareket eden yani Dünyaya uzak olan gezegenler arasında oluşan açılanmalar zaman göstergesidir, bize bir durumun oluşma zamanının yaklaştığını gösterir. Ay, Güneş, Merkür gibi yakın gezegenler ise dünyayı çekim alanlarıyla etkilerler. Bu açılanmalar, hızlı hareket eden gezegenler ile hızlı ve yavaş hareket eden gezegenler arasında oluyorsa, depremlerin şiddeti, yıkıcılığı ve can kaybı düşük oluyor. Açılanmalar ağır hareket eden gezegenler arasında olurken, hızlı gezegenler eşlik ettiğinde, açılar ne kadar orbsuz ve net ise depremler de o oranda şiddetini arttırıyor.
M.Ö. 222 den 1900 yılına kadar ülkemiz için kaydedilebilen 89 deprem var, teknoloji geliştikçe sismik aktiviteler kayıt altına daha çok alınabilmiş, veri sayısı da doğal olarak artmış. 5000 üzeri can kaybına yolaçan deprem sayısı elimizdeki verilere göre onbeş adet. En çok can kaybı Erzincan-Erzurum, Antakya-Samandağ, İstanbul ve İzmir depremlerinde olmuş. 1900 den bu güne baktığımızda, 5 ve üstü şiddette depremler 2003 yılına kadar 0rtalama 2 yılda bir 1-2-3 er kez olurken
2003 yılında 5
2004 yılında 6
2005 yılında 11
2006 yılında 2
2007 yılında 6
2009 yılında 3
2010 yılında 4
2011 yılında 13
2012 yılında 10
2013 yılında 5 kez olmuş.
Bu seyir gösteriyor ki son 10 yılda aktiviteler giderek atmış. Şiddetli depremlerin yakın olduğu tutulma zamanlarının gökyüzüne bakıldığında, açı gruplarının içinde Pluton, Uranüs, Jüpiter ve Chiron hemen her deprem öncesi tutulmalarda gerilimli açıların içinde sıklıkla yeralıyorlar, Satürn ise bazen yer alıyor, sıklıkla da bu gezegenlerden birine 60 veya 120 lik açılarla destek veriyor. (Satürn kötücül gezegen olduğu için, kötücül gezegenlerle yaptığı olumlu açılanmalar, kötücül enerjilerin rahatça akmasına neden olabiliyor) Açı grubu pekişmeleri ise doğal olarak Ay ve Güneşin tutulmalardaki kavuşum ve karşıtlıkları aracılığıyla oluyor, en çok rastlanan açısal gezegen olan mars ise gerilimli açı gruplarında mutlaka oluyor.
Çok can kaybı olan birkaç deprem öncesindeki tutulmalarda tam açılı, karşıtlıklarında ikişer gezegen ve düğümler, 90 derecelik noktada 4 gezegenli kavuşum olan T karelere rastlanıyor. En çok oluşan kalıp T kare. Deprem öncesi tutulmalarda çoktan aza sırayla, değişken, öncü ve sabit T kareler oluşuyor. En az rastlanan ama etkisi de güçlü olan Büyük Kare açı kalıbı 13 kez oluşmuş. (Öncü gruplarda 7, sabit gruplarda 5, değişken gruplarda bir kez) ardışıklı stelyumlara (çoklu kavuşum), yarımküre gezegen dizilimlerine ve çoklu karşıtlıklara da sık rastlanıyor.
Depremlerin tutulmalar önce ve sonrasında oluşma dağılımlarına bakarsak;
Tutulmayla aynı gün 7
14 gün aralıklı güneş ve ay tutulması arasında 15
Tutulmalara 1 hafta kala 9,
Tutulmalar öncesi 7-15 gün arasında 11
Tutulmalar öncesi 15-21 gün arasında 13
Tutulmalar öncesi 21 gün- 1 ay arasında 21
Tutulmalar öncesi 1-1,5 ay arasında 29
Tutulmalar öncesi 1,5-2 ay arasında 33
Tutulmalardan sonraki 1 hafta içerisinde 7
Tutulmalardan sonraki 7-14 gün arasında 10
Tutulmalardan sonraki 14-21 gün arasında 12
Tutulmalardan sonraki 21 gün 1 ay arasında 14
Tutulmalardan sonraki 1-1,5 ay arasında 22
Tutulmalardan sonraki 1,5-2 ay arasında ise 31 deprem gerçekleşmiş.
Tutulmalardan uzaklaştıkça ve açı grupları yaklaşık değerlerde olduğu zamanlarda 5-6 arası şiddetinde depremler gerçekleşmiş, hissedilmiş ama çok can kayıplı ve maddi hasarlı olmamış, doğal olarak şiddet yükseldikçe yıkıcılık artıyor. Tutulma günlerinde gökyüzündeki açılar gerilimli, enerji yüklü, açılar orbsuza yakın ve güçlü ise depremler tutulma zamanlarına yakın oluyor. Dünyada gerçekleşen depremlerle ülkemizi kıyasladığımızda çok büyük yıkıcı depremler ve can kayıpları az sayılır. Tarihte, 115 ve 526 yıllarında Antakya’da 7,5 -8 şiddetindeki depremlerde bizdeki kayıtlara göre can kaybı verisi yok, yabancı kaynaklarda 260 ve 250 bin olarak rastladım.
555 yılı civarlarında İstanbulda yıkıcı deprem olmuş, o yıllarda Konstantinopolis olarak kayıtlarda geçiyor ve yerle bir olduğu, yeniden yapıldığı kaydedilmiş. 1509 yılında yine şiddetli bir deprem olmuş İstanbul-Edirne etkilenmiş 13.000 can kaybı olmuş. Dünyaya baktığımızda 50.000 – 800.000 kişinin öldüğü 9-10 şiddetine varan çok sayıda deprem olmuş. Bunlar da gösteriyor ki, aslında bilinçlenip gerekli önlemlerimizi de aldıktan sonra, ne deprem korkumuz kalır ne de can kaybımız olur. Tutulmaların bir ülkeden izlenip izlenmemesi ile deprem gerçekleşmesi arasında bağlantı var mı konusunda henüz elimde yeterli veri yok. Nasa’nın web sitesinden aldığım veriler 1900 yılından bu yana olan tutulmaları içeriyor ve eksik yıllar var. Onlara baktığımda ise pek anlamlı bağlantı bulamadım şimdilik. Veri bankamda ülkemiz ile ilgili 261, tüm dünya ülkeleri ile ilgili 700, yaklaşık 1000 civarında edinebildiğim 5 ve üstü şiddette gerçekleşmiş deprem kayıtları bulunuyor. Depremlerin ve depremlere yakın tutulmaların haritalarını çıkardım, o günlerin verilerini de detaylı işliyorum, göstergeler netleştikçe elde ettiğim sonuçları paylaşmaya devam edeceğim.
Münevver Çetiner
10 Mart 2014 Ankara